HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu‘nun gazetecilerle yaptığı buluşmaya dair izlenimlerini aktardı. Karaca, “Can Atalay ile ilgili olarak AYM’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararına yerel mahkemenin yeniden uymamasını ‘Bu önce hukuksuzlaşma, giderek anayasasızlaşma sürecine gider’ dedikten sonra şunu söyledi; Can Atalay olayı, Türkiye’yi hukuksuz kılmak ve otoriterleşmeyi mutlak kılmak için kullanılıyor” dedi.
Geçtiğimiz Perşembe günü Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gazeteci ve yazarlarla buluştu. Fehmi Koru, Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı ve Murat Aksoy bir kısmı kayıt dışı kalan toplantıdan izlenimlerini aktarmıştı.
HaberTürk yazarı Karaca ise toplantıdan izlenimlerini şu şekilde aktardı:
“Geçtiğimiz Perşembe günü Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gazeteci ve yazarlarla buluştu. Fehmi Koru, Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı ve Murat Aksoy’un aktardıklarını okudum. Her biri, 3,5 saat süren toplantının bir ya da birkaç bölümünü ele alıp aktarmıştı, sizler de muhtemelen gördünüz, okudunuz.
Çok uzun ve önemli bir kısmı kayıt dışı kalan toplantıdan benim ekleyeceklerim sınırlı olacak.
Dikkatimi çeken şeylerden birinin Davutoğlu’nun 2016’da neden sistem dışı kaldığına dair analizini zaman içinde iyice farklılaştırmış olması oldu.
Ahmet Davutoğlu ‘Biz o zamanlar bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaşanan görüş ayrılıklarına bağladık. Ama sonra yaşananlar gösterdi ki mesele Erdoğan’la aramızdaki ayrılıklar, ters düşmeler değildi. Bazı klikler devlete muzahir yapıları dönüştürmek istiyordu ve bizim sistem dışına atılmamız tam olarak bu dönüşümü sağlamaları için gerekliydi’ dedi.
İsimler de verdi. Ama yazılmamasını rica etti. Halen görevde olan ve Davutoğlu’nun anayasızlaşma dediği sürecin yürütülmesini, sözgelimi Anayasa Mahkemesi’nin şeytanlaştırılmasını sağlayan ya da kapanmasını talep eden isimlerdi bunlar.
Davutoğlu başbakanlık yaptığı dönemle ilgili ayrıntılı bir hatırat kaleme almalı.
“Orta sınıf bittiğinde demokrasi de biter”
‘Üç şeyden kaygılanıyorum’ cümlesinin altını çizdi ve bu konuda açıkça duyarlılık istedi gazetecilerden. İlk kez gazetecilerden böyle özel olarak, altını çizerek bir duyarlılık ve farkındalık talebinde bulunduğunu gördüm.
Uluslararası gelişmelere, lider prototipinin dönüşümündeki hal-i pür melale dikkat çekti. Şimon Perez’e oranla Netanyahu’nun ne kadar ürkütücü, Jacques Chirac’a oranla Macron’un ne kadar sığ olduğunu örnekledikten sonra şu cümleyi kurdu: ‘Savaş teknolojisi yapay zeka ile öylesine donatıldı ve öylesine insansızlaştırıldı ki artık uluslararası hukuka aykırı herhangi bir suç rahatlıkla işlenebilir.’ Bu durum karşısında insanlığın ne kadar hazırlıksız, hukuk sisteminin ne kadar yetersiz olduğundan dem vurdu.
Can Atalay ile ilgili olarak AYM’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararına yerel mahkemenin yeniden uymamasını ‘Bu önce ‘hukuksuzlaşma’, giderek ‘anayasasızlaşma’ sürecine gider’ dedikten sonra şunu söyledi : ‘Can Atalay olayı, Türkiye’yi hukuksuz kılmak ve otoriterleşmeyi mutlak kılmak için kullanılıyor’
‘Orta sınıf yok ediliyor’ dedikten sonra bütçe açıklarının olduğu yerde enflasyonun durmayacağını, kamu harcamalarından kısmadan, kamuda tasarruf etmeden sürekli halkın cebine el atmanın ve çalışanın gelirini azaltmanın kötücül sonuçları olacağını ve orta sınıfı tamamen bitireceğini söyledi ve ekledi: “Orta sınıfın olmadığı yerde demokrasi biter”
Davutoğlu yerel seçimlerle ilgili sorulara ümitvar cevaplar verdi ama dünyada olup bitenlerle ülkedeki eğilimlerin ‘match’ olma biçimleriyle ilgili olarak sahiden kaygılıydı.”
Fehmi Koru: Davutoğlu’ndan dinlediklerim; küresel aydınların vicdan bildirisi, AK Parti İstanbul için Selçuk Bayraktar’ı düşünüyor olabilir mi?
TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök: “Nereye gidiyoruz Numan, biz böyle mi yola çıkmıştık?”