Fransız ve dünya sinemasının efsane oyuncusu Alain Delon 88 yaşında yaşamını yitirdi: Alain Delon’dan veda…
Ben artık yaşlı bir kurdum, yaşlı kurtlar sükûnet isterler. Alain Delon
Sinema tarihinin en önemli yönetmenleri Luchino Visconti, René Clément, Joseph Losey, Louis Malle, Michelangelo Antonioni, Jean-Pierre Melville, Jean-Luc Godard, Henri Verneuil, Bertrand Blier, Valerio Zurlini, Patrice Leconte ile çalışan oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı Alain Delon; 1935’te Sceaux’da doğdu. Annesiyle babası, Alain dört yaşındayken ayrıldılar. “Babam bizim için hem her şeydi hem de hiçbir şey. Onun işlerinden haberimiz olmazdı, sıra dışıydı, serüvenciydi. Bir gün annemle tanıştı sonra da çekip gitti” diyerek tanımlamıştı babasını Alain Delon. Güzeller güzeli annesi Edith, çocuk bakıcılığı yaptığı için oğlunu bir aileye evlatlık verdi.
‘GİZEMLİ BİR YALNIZLIĞA SAHİPTİ’
Meslek yaşamı boyunca kitleleri olduğu kadar seçkinleri de etkilemek isteyen aktör düzeyli yapımların yanı sıra tecimsel aksiyonlarda da yer aldı. “Sinemada geldiğim bu noktayı sanırım annem Edith’e borçluyum. Ona hep Alain ne güzel bir çocuk derlerdi. Annemin aşk çocuğuydum ben. Acılarıma, uzun süren yalnızlığıma karşın beni hep güçlü kılan içimde taşıdığım, dışsal olarak algılanmayan yanım oldu. La Piscine’den (Sen Benimsin/1968) sonra kendimi ilginç bulmaya başladım” diyen Delon’un manken şarkıcı Rosalie Van Breemen’den çocukları Anouchka ve Alain-Fabien doğdu. Kendi adıyla babasının adı birlikteydi, geçmişiyle barışmış gibiydi. Felsefeci-yazar Bernard Henri Lévy, “Gündüz ve Gece”de onunla çalıştı. “Kimine göre o çok medyatikti, kadınların Tanrı’sıydı. Bence çağımıza özgü ilginç bir kişilik. Bu kadar çok şey yaşayan, çeşitli işler deneyen, sayısız hayranı olan biri nasıl oluyor da bu denli gizemli bir yalnızlığa sahip olabiliyor” demişti Henri Lévy. “Sinemada söyleyebileceğim her şeyi söyledim. Kariyerim tam arkamda uzanıyor. Ben artık yaşlı bir kurdum ve yaşlı kurtlar sükûnet isterler” diyerek 18 Ağustos günü, 88 yaşında yaşama veda etti Alain Delon.
MUTSUZ ÇOCUKLUK DÖNEMİ
“Geçici ailemin evi tutukevinin tam karşısındaydı, oyun alanım hapishane avlusuydu, arkadaşlarım gardiyanların çocuklarıydı. Büyürken yeni aileme sıkıntı verdiğim için Katolik okuluna yatılı gönderildim. Annem de başkasıyla evlenip şarküteri dükkânı işletti, bir kız kardeşim oldu. Kendimi bir hayvan gibi yalnız, kimsesiz hissettim” diyen Alain; mutsuz çocukluğundan, Fransız taşrasından kurtulmak için 17 yaşında Deniz Kuvvetleri’ne girdi. Çinhindi savaşında paraşütçüydü, savaş bitince ülkesine döndü, gelip geçici çok sayıda işte çalıştı.
FRANSIZ SİNEMASININ YILDIZI OLDU
Yönetmen Yves Allégret, “Kadın Karışırsa” (1957) filminde ona ufak bir rol verdi. Sinemaya rastlantı sonucu girdi, yıllardır Fransız sinemasının beklediği jönprömiye idi adeta. “Christine”de (1958) birlikte oynadığı, aşk yaşadığı Romy Schneider ile tiyatro-film yönetmeni Visconti’nin sahneye koyduğu “Ne Yazık ki Fahişe”de oynadı. René Clément’nın “Kızgın Güneş” (1960) filmindeki melek yüzlü şeytan Bay Ripley rolüyle yıldız konumuna yükseldi. Visconti, “Rocco ve Kardeşleri”nde ona başrol verdi. Delon’un buradaki içe dönük, ekonomik oyunu, etkili yüzü onu unutulmaz kıldı. 1962-63 yıllarında “Batan Güneş”te Michelangelo Antonioni, “Leopar”da yeniden Visconti’yle, “Vurgun”da Jean-Pierre Melville ile çalıştı.
ADI SKANDALLARA KARIŞTI
Birlikte çalıştığı yönetmenleri baba gibi gören oyuncu Visconti’yi “Rolü yorumunuza bırakmaz. Bir oyuncudan daima kendi istediğini alır. Bir ressam titizliğiyle filmini yönetir”, Melville’i “Düş gücü olağanüstüdür. Kafasında var olmayan gizemli polis karakolları yaratır”, Clement’i “Sahne bitiminde yanınıza bir çocuk gibi yaklaşır, teşekkür eder” cümleleriyle tanımladı. Nathalie Canovas ile evlendi (1964), oğlu Anthony dünyaya geldi. Çiftin adı 60’larda “cinayet-uyuşturucuseks” skandalına karıştı, Delon’un korumasının cesedi çöpte bulunmuştu. Soruşturmada kendini aklayan aktörün dünya çapındaki ününe gölge düşmedi. Hayranlarının gözünde o hep sert, bıçkın, kabadayı, uçarı karakterlerin adamıydı. Nathalie’den boşanıp “Oyuk Gözler” (1968) oyununda sahneye çıktı. Mayıs 68 olaylarından ötürü tiyatro kapanınca uzun ilişki yaşayacağı Mireille Darc’la tanıştı, boks maçları düzenledi, at yarışlarına katıldı. Ticari gişe getirisini yitirmek istemedi, aynı zamanda Joseph Losey’in Mr. Klein (Kaderini Arayan Adam/1976) oynadı, yapımcısı oldu. Bay Klein rolünde yetkin bir performans sergiledi. Kendi markasını yarattı (1978), erkek ve kadın parfümleri üretti; bunu saat, gözlük, giyim, sigara, büro malzemeleri, ev eşyaları izledi. 1964’ten 1992’ye dek 26 filmin yapımcılığını üstlendi. “Bir Aynasızın Postu İçin”de (1981) oyuncu, yapımcı ve yönetmendi. Bertrand Blier’nin “Notre Histoire”ındaki (Ayrı Odalar/ 1984) güçlü yorumuyla en iyi erkek oyuncu César’ını aldı.