Ahmet Taşgetiren: Adem Sözüer çok önemli şeyler söylüyor, birilerini çok çok rahatsız etme potansiyeli var

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. Adem Sözüer‘in T24’ün sorularını yanıtladığı mülakatı ele aldığı “Aman Adem Hoca…” başlıklı yazısında “Bu yazıya birçok başlık konabilirdi, çok önemli değerlendirmeler var çünkü, ben bunu seçtim. Bir uyarı içeriyor bu başlık. ‘Size de çıkabilir’ türünden süreçler yaşıyoruz ya şafak vakti gözaltılar türünden, Adem Hoca’ya da çıkmasın dileği var bu başlıkta…” dedi. Sözüer’in çok önemli değerlendirmelerde bulunduğuna dikkat çeken Taşgetiren, niye uyarma gereği duyduğunu ise “Çok önemli şeyler söylediği ve o şeylerin yaşanan ortamda birilerini çok çok rahatsız etme potansiyeli bulunduğu için…” sözleri ile açıkladı.

TIKLAYIN | Prof. Dr. Adem Sözüer: Osman Kavala da Can Atalay da cezaevinden kaçsalar ‘meşru savunma’ olur; Ayşe Barım’a olan değil olmayan kanun uygulanıyor!

Prof. Dr. Adem Sözüer’in mülâkatta şu andaki Türkiye ortamı için çok sarsıcı şeyler söylediğini ifade eden Taşgetiren şöyle yazdı:

“Bir soru soruluyor Adem Hoca’ya; ‘Peki, şu an Türkiye’de anayasa askıda mıdır?’

Cevap şöyle:

‘HSK’daki gücünüzü kullanarak yargıyı emir komuta zinciri düzenine getirmişseniz Anayasa askıdadır.’ Devam ediyor:

‘Eğer Anayasa’yı uygulamıyorsanız, bu durumu nasıl tanımlayacaksınız? Elbette ki askıdadır. Eğer anayasada yazıyorsa ki ‘Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme, herkesi bağlar’ ama siyasi iktidar ‘beni bağlamaz’ diyorsa, anayasa o bağlamda askıdadır. Eğer siz siyasi iktidar olarak HSK’daki gücünüzü kullanarak yargıyı, belli davalarda emir – komuta zinciri içinde bir düzene getirmişseniz anayasadaki yargı bağımsızlığı askıdadır.

‘Anayasa da askıda’ demek şu anki durumu özetleyecek en hafif tabir olur.’

Almanca ‘Schauprozess’ diye bir dâvâ şeklinden bahsediyor Adem Hoca… ‘totaliter rejimlerin dâva şeklidir’ diye anlatıyor ve ‘görünüşte dâvâlar’ diye tanımladığı bu yöntemde ‘mahkeme kararları önceden verilir’ diyor. Şu sözler de ona ait:

‘Totaliter rejimlerde pek çok dava böyledir. Hitler dönemindeki yargılamalar böyledir ya da işte Stalin dönemindeki Moskova yargılamaları böyledir.

‘Bizde Yassıada böyledir, Balyoz böyledir, İmamoğlu soruşturması öyle, Ayşe Barım soruşturması da.’

Adem Hoca bu arada öyle bir şey söylüyor ki, ‘hukukçu mantığı’ ile ‘bizdeki siyasetçi tavrı’nın nasıl bambaşka dünyalarda yaşadığını ortaya koyuyor. Şöyle bir cümle meselâ:

‘Bugün Osman Kavala cezaevinden kaçsa, bu bir cezaevinden kaçış değildir.’ Sonra buna Can Atalay’ı da katıyor:

‘Osman Kavala da Can Atalay da bugün cezaevinden kaçsalar bu meşru bir kendini savunma olur’

Gerekçesi de şöyle:

‘Çünkü onlar ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçunun mağdurları.’

Şaşırtıcı değil mi? Ama hukukun bir mantığı var. Zaten o mantık ortadan kalktığında her ‘muktedir’in kendi siyasi hesabına göre işleteceği ‘keyfilik’ denen şey devreye giriyor.

Adem Hoca gerekçesini şöyle detaylandırıyor:

‘Bu, kendisini savunma olur. Çünkü diyelim ki Osman Kavala’yı üç kişi silâh zoruyla kaçırmış, bir yere kapatmış, Osman Kavala’nın o kişilerin elinden kaçması nasıl kendini kurtarma ve meşru savunma sayılacaksa, haksız yere tutulduğu cezaevinden kaçsa da aynı şekilde meşrudur.’

Burada Adem Sözüer, çok şaşırtıcı bir şey söylediğinin farkında. ‘Peki bu benim yorumum mu?’ diye soruyor ve hemen ‘Hayır’ diye cevaplıyor. Peki ‘Kimin yorumu?’ İşte cevabı:

‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iki kez karar vermiş. ‘Bu davada kişinin tutuklamasını ve mahkûmiyetini gerektirecek şüphe sebebi olabilecek bir delil yok’ diyor. Anayasaya göre, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bu kararı uygulayıp bu kişiyi serbest bırakman lazım. Serbest bırakmadığın zaman ne oluyor? Ceza Kanunu’ndaki ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçu oluyor. Kavala ve arkadaşları şu an bu suçun mağduru olarak cezaevinde. İşte demin örneğini verdim ya, üç kişi gelmiş kaçırmış şeklinde. Burada da öyle. Eğer serbest bırakılması gereken kişiyi cezaevinde tutuyorsanız suçtur bu.’

Ak Parti’nin hukukçuları Adem Sözüer’i tanırlar. Birçok düzenlemede birlikte çalıştılar. Şimdi birisi konuşuyor birileri susuyor. Bu arada olan hukuka ve ülkeye oluyor.”

Yazının tamamı için .

Botoks ücreti ne kadar olmalı, Türkiye’de yasal olan markalar hangileri; Dr. Nurhayat Gül anlattı

Related Posts

Tomorrowland’e gitmişti: Serhat Onat’tan açıklama

Avrupa’nın en büyük müzik etkinliklerinden olan Tomorrowland’in ana sahnesinde yangın çıktı. Yangın sonrası sahne küle dönerken; festivale giden oyuncu Serhan Onat’tan açıklama geldi.

GAÜN’de 15 Temmuz İçin Resim Sergisi Açıldı

Gaziantep Üniversitesi Tasarım Topluluğu tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla düzenlenen sergide, öğrencilerin hazırladığı 15 eser yer aldı. Sergi, darbe girişimi ve milletin direnişini sanatsal bir dille yansıttı.

Para ile internetten büyü almayı abarttılar! Artık online cadı kiralıyorlar

ABD’de gençler kaygılarından kurtulmak için çareyi büyüde buluyor. Online kiralama bile yapılan sitelerde gençlerin ilgisi nedeniyle büyü piyasasını adeta patlama yaşıyor.

Dr. Ebu Safiyye işkencede 40 kilo verdi

Terör devleti İsrail’in bir yıldır alıkoyduğu Kemal Advan Hastanesi Müdürü Dr. Hussam Ebu Safiyye’nin ağır işkencelere maruz kaldığı öğrenildi. Yer altında sağlıksız karanlık bir hücrede tutulan Ebu Safiyye’nin 40 kilo zayıfladığı, her yanında morluklar olduğunu belirtildi.

İran İsrail’e meydan okudu: Netanyahu’ya neler yapabileceklerini gösterecekler

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, sosyal medya hesabından bir mesaj paylaşarak “Netanyahu, yaklaşık iki yıl önce Gazze’de zafer sözü vermişti. Sonuç: Askeri çıkmaz, savaş suçlarından tutuklama emri ve 200 bin yeni Hamaslı asker” sözlerini sarf etti …

Donald Trump selin vurduğu Teksas’ta

ABD’nin Tekas eyaletinde meydana gelen sel felaketinin ardından Başkan Donald Trump ve zevcesi Melania Trump, en çok etkilenen Kerrville bölgesini ziyaret etti. Selde hayatını kaybedenlerin sayısı 120’yi aşarken, 160 kişi ise hâlâ kayıp. Kerr County …