Antarktika’nın ‘Piramit Dağı’: Uzaylı teorileri çürütüldü

Güney Ellsworth Dağları’nda Bir Gizemli Zirve

Güney Ellsworth Dağları’nda 1.265 metre yüksekliğiyle dikkat çeken, resmi bir ismi olmayan bir zirve bulunuyor. Bu zirve, Kuzey Amerika’nın en yüksek zirvesi Denali’nin yaklaşık beşte biri boyutunda. İlk kez 1935 yılında Amerikalı havacı Lincoln Ellsworth tarafından keşfedilen bölge, 500 milyon yıllık trilobit fosilleri gibi Kambriyen Dönemi’ne ait kalıntıları barındırıyor.

Erozyonun Oluşturduğu Şaşırtıcı Yapı

Bilim insanlarına göre, piramit şeklindeki yapısıyla dikkat çeken bu dağ, milyonlarca yıl süren doğal erozyon süreçleri sonucu oluşmuştur. Özellikle donma-çözülme erozyonu adı verilen süreç, bu şekli açıklamaktadır. Gündüz saatlerinde çatlaklara dolan su, gece donarak genleşir ve bu çatlakları genişleterek zamanla büyük kaya parçalarının kopmasına neden olur.

Üç yüzü aynı oranda erozyona uğrayan dağın dördüncü yüzü olan doğu sırtının farklı bir oluşum sürecinden geçtiği belirtilmektedir. Bu durum, dağın diğer piramit benzeri zirvelerden daha simetrik bir görünüme sahip olmasını sağlar. Ünlü Matterhorn gibi zirveler de benzer doğal süreçler sonucu oluşmuştur.

Komplo Teorileri ve Gerçekler

2016 yılında internet üzerinde yayılan bu dağ, eski medeniyetlerin veya uzaylıların eseri olduğunu iddia eden çeşitli komplo teorilerine ilham kaynağı olmuştur. Ancak NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’ndan Eric Rignot, bu iddiaları kesin bir dille reddeder: “Bu sadece piramit şeklinde görünen bir dağdır. Dünyada birçok zirve bu şekilde olabilir, ancak genellikle dört yüz yerine bir veya iki yüz bu şekle sahiptir.”

Antarktika’daki bu bölge, sadece piramit şeklindeki dağıyla değil, aynı zamanda Kambriyen Dönemi’ne ait fosilleri ve zorlu iklim koşullarıyla bilim insanlarının dikkatini çekmektedir. Bu bölgede bulunan Patriot Hills Araştırma Üssü, bu dağa oldukça yakın konumda yer almaktadır.

Bilim insanları, Antarktika’da gözlemlenen bu tür doğal oluşumları, uzaylı teorilerine değil doğanın gücüne bir kanıt olarak görmektedir. Uzmanlar, “Bu, insan ya da uzaylıların yaptığı bir şey değil, tamamen doğanın eseridir” diyerek, erozyonun bu tür benzersiz yapıları oluşturabileceğini vurgulamaktadır.

Related Posts

Teknoloji doğayı kurtarabilir mi? Robot arılar sahnede

Dünya genelinde arı popülasyonlarının dramatik şekilde azalması, tarımsal üretimi tehdit ederken, bilim dünyası bu krize yenilikçi bir çözümle yanıt veriyor: Robot arılar. Polenleme süreçlerini taklit edebilen bu minyatür teknolojik harikalar …

30. Ramazan Demirci Açık Alan Hentbol Turnuvası’nda kazananlar belli oldu

Geleneksel hale gelen Ramazan Demirci Açık Alan Turnuvası’nın 30’uncusu, Antalya’nın Alanya ilçesinde tamamlandı. 50 takım ve 800 sporcunun katılımıyla yapılan turnuvada kazananlar belli oldu.

Samsung, Apple’ın yolundan gidiyor

Samsung, 2026 yılından itibaren bazı özellikleri ücretli olarak sunmaya başlayacak. Bunun başında belirli sağlık verileri ve özellikleri var.

Toyota’yı satın almayı planlıyordu! Araç üretim devi iflas başvurusunda bulundu!

Çin otomotiv pazarında elektirik araç üretimiyle öne çıkan Neta Auto’nun iflas başvurusunda bulunduğu ortaya çıktı.

Şüpheli e-postalarda asla aboneliği iptal etme düğmesine tıklamayın, işte nedeni

Gelen kutunuza düşen spam e-postalardan kurtulmak isterken daha büyük bir tehlikeyi tetikliyor olabilirsiniz. Uzmanlar, şüpheli e-postalarda “abonelikten çık” bağlantılarına tıklamanın düşündüğünüzden çok daha riskli olabileceği uyarısında bulunuyor.

KKKA aşısında sona doğru: İnsan üzerinde çalışmalar başlayacak

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Aşı Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nde üretilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı ile ilgili aşıda, yakın zamanda insan üzerinde faz çalışmalarına başlanacağı bildirildi. Koronavirüs aşısı olan Turkovac’ı geliştiren Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, yapılacak birkaç deneyin ardından her şeyin yolunda gitmesi halinde bu yılın sonunda insan faz çalışmalarına başlanabileceğini söyledi.