Dicle Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, Dicle Elektrik’in olduğu bölgede çiftçilerin elektrik faturalarını ödemediğini belirterek, “Abonelerimizin yüzde 80’i ödeme yapmıyor. 3 kişi-5 kişi ödüyor gerisi ödemiyor. Ama bu sefer onlara dayanarak hizmet almaya devam ediyorlar. Bu sürdürülebilir bir şey değil” dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde hizmet veren Dicle Elektrik, özelleştirilmesinin 10. yılında bölgedeki 10 yıllık projeksiyonun ve gelişimin ele alındığı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Dicle Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, DEPSAŞ Genel Müdürü Murat Karagüzel, Dicle Elektrik olarak bölgede hayata geçirdikleri projeleri, yaşadıkları sorunları ve çözüm yöntemlerini paylaştı.
Dicle Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, akıllı şebeke kurduklarını belirterek, “Dicle bölgesinde 2.3 milyon abonemiz var. Bu abonelerin 1.1 milyonunda akıllı şebeke dönüşümlerini gerçekleştirdik. Böylece ilk olarak buralardaki kayıp-kaçak oranı ortalama yüzde 76’lardaydı, yüzde 43’lere düşürdük. Toplam bin 275 proje ile yaptık bunu. Mahalle büyüklüğünden fazla yerler buralar. Bütün yer altı şebekelerini dönüştürdük. Oralarda aydınlatma şebekelerini tamamen yeniledik. Abonelerimize akıllı sayaçlar monte ettik. Herhangi bir arıza, sıkıntı olduğunda anlık görebilme imkanına sahibiz. Bununla beraber kayıt dışı enerji kullanımını da engelledik. Bu sayaçlar teknoloji ve yapay zeka tabanlı özel sayaçlar. Panolarımız özel panolar. Trafodan, aboneden panoya kadar uçtan uca kontrol ettiğimiz bir sistem. Bunu yaptık. Bu çalışmalarımız devam ediyor. Şehir merkezlerinde ağırlıklı olarak işler bitti, şimdi köylerde yapıyoruz” dedi.
“Çiftçilerimizin yüzde 80’i elektrik faturalarını ödemiyorlar”
Dicle bölgesinde kaçak elektrikle mücadelede yaşadıkları sorunlara değinen Atalay, “Çiftçilerimiz elektrik faturalarını ödemiyorlar. Şu an 18 milyar liranın üzerinde ana para olarak alacağımız var çiftçilerden. Geçen sene faturalarda tahsilat oranı yüzde 50 mertebesinde. Böyle bir sıkıntımız var. Bizim bunu çözmemiz lazım. Vatandaşın ihtiyacı olan sudur. Tarım ve Orman Bakanlığımızın projeleri var. Bu projeler hayata girdiğinde elektrik kullanımı minimuma düşecek. Ama Dicle Elektrik olarak elektriği günlük alıyoruz ve günlük ödüyoruz. Bize başka bir yerden kaynak gelmiyor. Vatandaşımızın, çiftçimizin aldığı enerjinin bedelini ödemesi gerekiyor. Yoksa bizim faaliyetlerimizi sürdürmemiz mümkün değil. 2024 yılında aldığı elektriğin bedelini ödemeyen, borçlu olan ve kullandığı elektriği zamanında ödemeyen çiftçilere elektrik vermeyeceğiz. Elektrik vermeyi planlamıyoruz. Bunlara ilişkin çok ciddi bir saha çalışması yapıyoruz. 500’ün üzerinde jeneratör siparişi verdik. Gerekirse borcunu ödeyen vatandaşımıza yerinde jeneratör kuracağız. Çünkü bazen engellemeler oluyor. Abonelerimizin yüzde 80’i ödeme yapmıyor. 3 kişi-5 kişi ödüyor gerisi ödemiyor. Ama bu sefer onlara dayanarak hizmet almaya devam ediyorlar. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Biz o vatandaşa ihtiyacı kadar elektrik vereceğiz. Yakıtı, kurulumu, bakımı, taşınması hepsi bize ait olmak üzere gidip jeneratör kuracağız. Enerjisini tedarik edeceğiz. Problemli, sorunlu, yükümlülüğünü yerine getirmeyen abonelerimize enerji vermeyeceğiz. Bu konuda şirket yönetimi olarak karar aldık. Aksi takdirde bizim çalışmalarımızı sürdürmemiz mümkün değil” diye konuştu.
“Biz, elektrik borcu olmayan hiçbir çiftçinin desteğine bloke koymayız”
Çiftçilerin yüzde 80’e yakınında elektrik borcunu ödeme konusunda problem yaşadıklarını aktaran Atalay, “‘Çiftçilerin desteklemelerine bloke kondu’ gibi haberlerle karşılaşıyoruz. Biz, elektrik borcu olmayan hiçbir çiftçinin desteğine bloke koymayız. Ama çiftçilerimizin önemli bir kısmı, her türlü ödeme kolaylığı göstermemize rağmen ödemede sıkıntı çıkarıyor. 2022 ve 2023 yılında Ziraat Bankası’nın çıkardığı bir çiftçi destekleme kampanyası oldu. Ziraat Bankası, çiftçilerin geçmiş borçlarına 5 yıllık faizsiz kredi verdi. Yıl içinde de kullandıkları elektriği yine Ziraat Bankası’ndan borçlanarak ödeyebiliyorlardı. Bu geçen sene sonu itibarıyla bitti. Bu kampanyaya biz de şirket olarak katkıda bulunduk. Şunu yaptık: Dağıtım borçlarına ilişkin yüzde 25’e ilişkin ana parada indirim yaptık ve gecikme almadık. Perakende müşterilerimize de yüzde 20’ye yakın indirim yaptık, yine gecikme almadık. Buna çok büyük destek verdik. Çiftçilerimizin bir kısmı kampanyadan faydalandı ama maalesef faydalanmayanlar da var. Bölgemizde böyle bir sorun var. Biz bu sorunu da hep birlikte aşacağız. Bundan sonra devam etmemiz mümkün değil. Borcunu ödemeyen, elektrik borcunu ödemeyen çiftçimize hizmet götürmemiz, bedelsiz elektrik götürmemiz mümkün değil” değerlendirmesini yaptı.
“Biz, bölgemizin kayıp-kaçak ile anılmasından çok şikayetçiyiz”
Atalay, Dicle bölgesinin hizmetinde olduklarına vurgu yaparak, “Diyarbakırlıya, Şırnaklıya, Siirtliye, Şanlıurfalıya hizmet vermekten büyük şeref duyuyoruz. Her vatandaşımızın emrindeyiz. Biz bölgemizin kayıp-kaçak ile anılmasından çok şikayetçiyiz. Öyle bir şey ile anılmasını asla istemiyoruz” dedi.
“Bu oranda kayıp-kaçağın olduğu bir yerde sadece güç kullanarak, sadece mücadele ederek bu başarıyı elde edemezsiniz”
Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas ise, Dicle Elektrik’in sivil toplum örgütleri ile iş birliğine ilişkin şunları söyledi:
“Biz hem sivil toplum örgütleri ile hem de abonelerin kendisi ile elde ettiğimiz başarının en önemli destekleyicilerinden biri kurduğumuz iletişim. Bu oranda kayıp-kaçağın olduğu bir yerde sadece güç kullanarak, sadece mücadele ederek bu başarıyı elde edemezsiniz. Çok önemli bir algı yönetimi sergiledik bu on yıl içinde. Bu algı yönetiminin temelinde de kaçak ile ilgili olarak, bölge halkının elektriğin kamu tarafından ücretsiz verilmesi gereken doğal bir hak olarak görmesi yatıyordu. Biz bu algıyı değiştirmek için çok çabaladık. Sadece elektriğin değil, doğal gaz ve suyun bedeli olduğu konusunda bölgeye çok katkımız olduğunu düşünüyorum. Şu anda yok denemeyecek bir noktaya getirdiğimizi söyleyebilirim. Şu beklentiyi yıkamıyorsunuz: Enerjiyi bedelsiz olarak kullanmak isteyen bir kitleye enerjinin bedelli olduğunu anlattığınızda, kabul etmeyen kesimle iletişim kuramıyorsunuz. Bu biraz rahatsızlık doğuruyor olabilir. 8 bine yakın personelimizin 7 bini bölgede çalışıyor. En önemli kararımız bölge dışından hiçbir personeli bölgeye dahil etmedik. Bölgede kazandığımızı bölgede harcama mottosu ile gidiyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 95’i bölge doğumludur. Diğerlerinin de çoğunluğu bölgede yaşayanlardır.”
“Yatırım, politika belirleme noktasında tamamen bölgenin sivil toplum örgütleri ile beraber yürüyoruz”
DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel ise konuşmasında, tarımsal abonelerle alakalı politikaların tamamının çiftçi birlikleri, ziraat odaları, kooperatiflerle istişareler yapılarak hayata geçirildiğini belirterek, “Hala o istişarelerimiz devam ediyor. Muhtarlar hizmet istiyor, yatırım istiyor ama kontrol istemiyor. Faturanın tahsili ile alakalı kesme işlemi uygulanmasını istemiyor. Memnuniyetsizlik bu noktada olabiliyor bir tek. Onun dışında, yatırım, politika belirleme noktasında tamamen bölgenin sivil toplum örgütleri ile beraber yürüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Çiftçilerden alacağımız 18 milyar liralık ana paranın şu anki karşılığı 200 milyar lira ediyor”
18 milyar liralık ödenmeyen ana para borcun kaynağının sorulması üzerine Atalay, “Hiç ödemeyen çiftçilerimiz var. 18 milyar liralık ödenmeyen borç, çiftçilerden alacağımız ücret. Bunların tamamı çiftçi. 7 milyar kilovatsaat enerji veriyoruz. 7 milyar kilovatsaat bugünkü tarife üzerinden 24 milyar lira para ediyor. Bugünkü parayla 200 milyar liralık bir para ediyor. Bu birikmiş alacağımız. Hiç almadığımız var. Kaçak olan da var, kayıt dışı olan da var. 24 binin üzerinde çiftçimizin trafosu var. Her bir çiftçinin trafosu var. Ben geçen hafta bir çalışma yaptım. Bu 24 bin çiftçinin kullandığı trafonun toplam gücüne baktım, ortalama 220 kilovatsaat trafo başına güç çıktı. Bizim bir çiftçimizin kullandığı elektrik, İç Anadolu Bölgesi’ndeki 200 haneli bir köyün kullandığı elektrik kadar. Maalesef çok büyük bir çıktı bu. Yani bizdeki 20 tane çiftçi neredeyse 5 bin kişilik bir kasabanın kullandığı elektrik kadar elektrik tüketiyor. Çok büyük bir elektrik tüketiyor” dedi.
“Yüzde 45 kredi faizlerinin olduğu bir ortamda bizim artık çiftçilerimizin bedelini ödemedikleri elektrik faturasını karşılamamız mümkün değil”
2013’ten önce Dicle bölgesinde çiftçilerin ‘borç ödememe’ alışkanlığının olduğunu savunan Atalay, “Biz bu bölgeyi devraldığımızda 24 bin trafonun hiçbirinde elektrik sayacı yoktu neredeyse. Biz bunların tamamını sayaçlandırdık. Ona rağmen çiftçilerimizin bir kısmı ödeme yapmıyor. Her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Bugüne kadar elimizden geldiği kadar kolaylık gösterdik. Şu anki enflasyonist ortamda, yüzde 45 kredi faizlerinin olduğu bir ortamda bizim artık çiftçilerimizin bedelini ödemedikleri elektrik faturasını karşılamamız mümkün değil. Orada siz, 24 bin çiftçiyi düşünmeyin. Onların her biri aslında bir fabrika kadar elektrik tüketiyor” diye konuştu.
Dünyada kayıp-kaçak ile mücadelede benzer örnekler olup olmadığının sorulması üzerine Atalay, “Bunun gibi Brezilya’da, Hindistan’da birçok ülkede benzer kayıt dışı kullanım var” dedi.
“Hindistan’da, Brezilya’da da kayıp-kaçağın yüksek olduğu bölgeler var ancak bizdeki kaçak kullanım karakteristiği farklı”
Yurt dışı seyahatlerinde kayıp-kaçak incelemeleri yapan DEPSAŞ Genel Müdürü Murat Karagüzel, “Hindistan’da da kayıp-kaçak oranı yüksek olan bölgeler var ancak, kayıt altına alınıp sayaç montajı yapıldıktan sonra müdahale kesinlikle olmuyor. Burada sayaç kayıt altına alınıp takıldıktan sonra zaten bizim esas problemimiz başlıyor. Brezilya’da da hakeza öyle. Kayıt altına alınıp sayaç bağlandıktan sonra diğer ülkelerdeki kaçak kullanım karakteristiği ile bizimki farklı. Bizde sürekli ölçü devresine müdahale edip sayacın yazmasını engellemeye yönelik kaçak kullanım yöntemi var. Çiftçilerin yaptığı müdahaleler tamamen sayaç dışından yapılan müdahaleler. Çok ciddi bir sahamız var. Bu kırsalda da 24 bin trafodan bahsediyoruz. Bu 24 bin trafo Van Gölü bölgesinin normal trafo sayısına eşit sayıda. Koca bir saha ve koca bir trafo miktarı var. Bunlara sahada çok ciddi teknik manada müdahale eden insanlar var” dedi.
“Ana hattan elektriği kesip, borcunu ödeyen kişiye jeneratör vermeyi geçen sene denedik ve çok etkili sonuçlar aldık”
Atalay, borcunu ödemeyen çiftçinin elektriğinin tamamen kesilmesinin sonuç doğurup doğurmayacağının sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“Elektriği kesme konusu bizim elimizdeki en önemli araç. Şehir merkezlerinde borcunu ödemeyenin elektriğini kestiğimizde tahsil edebiliyoruz. Özellikle tarımsal sulama alanında olan yerler için bir dirençle karşılaşıyoruz. Her geçen gün otomasyon sistemleri ile uzaktan kesebilme imkanımız var. Uzaktan bilgisayarlarla kesebiliyoruz. Tarımsal alanlarda bu sistemi yaygınlaştıracağız. Ama özellikle tarımsal sulama abonelerinin tükettiği elektrik çok fazla. Orada ciddi direnç gösteriyorlar. Onların olduğu yerlerde etkili kesme yapmamız için gerekirse ana hattan keseceğiz, bireysel olarak jeneratör vereceğiz. Ana hattan elektriği kesip, borcunu ödeyen kişiye jeneratör vermeyi geçen sene denedik ve çok etkili sonuçlar aldık. Geçen sene bazı bölgelerde denedik. Bunu yaygınlaştırarak deneyeceğiz.” – ANKARA